Skip to main content

İdarecinin Sesi Dergisi, Eylül-Ekim 2022, 209 sayısında yayınlanmıştır.

Afet yönetiminde kurumsallaşmanın geliştirilmesi amacıyla kamuyu zaafiyete uğratan alanlar geçmiş tecrübelerden yola çıkarak yeniden gözden geçirilmelidir.

Günümüzde afet yönetimi ile kriz yönetimi konusunda farklı fikirler olduğu görülmektedir. Öncelikle afet ve kriz yönetimlerinin ayrı alanlar olarak görülüp farklı uygulamaları önceleyen ve kapsayan alanlar olduğu değerlendirmesinden hareketle bir ayrım yapılması da ayrıca önem arz etmektedir.

Öncelikle afet biliminde genel kabul görülen afet döngüsünün afet ve kriz yönetimi için yeniden değerlendirilip ayrım yapılarak afet ve kriz yönetimlerinin hangi safhaları kapsadığı net bir şekilde ortaya konulmalıdır.
Öncelikle afet biliminde genel kabul görülen afet döngüsünün afet ve kriz yönetimi için yeniden değerlendirilip ayrım yapılarak afet ve kriz yönetimlerinin hangi safhaları kapsadığı net bir şekilde ortaya konulmalıdır.

“Belirlenen politikanın hayata geçirilmesi en önemli husus afet/kriz hizmetlerinin uygulamada bütünlüğü esas olmalıdır.”

Bunun sağlanabilmesi de kamunun yeniden yapılandırıp tüm kurum kuruluş ve kişilerin krizin tüm safhalarını yani, hazırlık, müdahale (afete cevap verme) ve rehabilitasyon aşamalarında yapılan faaliyetlerin etkin, hızlı ve ekonomik kullanımı, kaynakların düzenli ve ihtiyaç duyulan alanlara yönlendirilmesi ile takip ve kontrol edilebilmesi amacıyla, kamu otoritesi ile güçlendirilmiş, kriz yönetimi konusunda bilgi birikimi ve tecrübesi yanında olağanüstü dönemlerde görev yapabilecek nitelikli personelden oluşan kriz yönetim koordinatörlüğü kurulmalıdır.