Ülkemizin hem doğal hem doğal olmayan kriz/afet/acil durumlara açık bir ülke olması nedeniyle, sıkça yaşanan olaylarda başta müdahale aşamasında olmak üzere sorunlar yaşanmaktadır. Ayrıca, krizlerin etkilerini asgari düzeyde atlatılmasına yönelik olarak yapılan çalışmalarda ortak bir politika ve ulusal bir konsensüsle yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun için krizin tüm safhalarında yürütülen faaliyetlerin etkin olması amacıyla; kriz/afet/acil durumun genel kabul görmüş ilkeleri dikkate alınarak ve diğer ülkelerin iyi uygulamaları incelenerek, ülkemiz kurumlarında bulunan bilgi birikimi ve tecrübenin yanı sıra toplumun diğer kesimlerinin iştiraki ile ortak akılla yeniden bir kriz koordinasyon yönetim sistemi tasarlanmalıdır.
Bunlara ilave olarak afet/kriz/acil durumun merkezi ve yerel eşgüdümü, saha organizasyonu, olay yeri yönetimi ve diğer alanlarda yer alan kavramların yapısal bir bütünlükle netleştirilip, oluşabilecek aksaklıkların önlenebilmesi için çalışmaların belli bir prosedür ve öncelik sırasına göre yapılması, kayıt altına alınması, kontrolü ile takibi yanında yapılan iş ve işlemlerin standardının sağlanması hususları da önem arz etmektedir.
Diğer alanlarda olduğu gibi kriz anlarında hizmet veren kamu yönetimi sisteminin olağanüstü durumlardaki başarısı; kurumsal yapısının bir sonucu olarak alanında bilgili ve tecrübeli yöneticiler ve çalışanlar sayesinde olduğu kadar, kriz koordinasyon yönetimi sistemini sürdüren kurumsal yapılanma sayesindedir.
Ayrıca, kriz koordinasyon yönetim sürecinin çalışma usul ve esasları belirlenmiş, tüm paydaşlar ve görevlilerce bilinen çalışma sistemine bağlı olduğu unutulmamalıdır. Krizlerin iletişim, koordinasyon ve yönetiminin nasıl ve hangi şekilde çalışması gerektiği konusunda, çalışma usul ve esasta bütünlük ve birlikteliğin halen sağlanamadığı görülmektedir.
Ülkemiz afet ve krizleri ülkesi olması yanında son zamanlarda afetleri farklı şekillerde ve çok sık yaşamaktadır. Bu nedenle küreselleşmenin temel dinamikleri ve bilgi çağını da göz önüne alarak değişen ve gelişen şartlar da değerlendirilip yeniden yapılanmaya, yada mevcut sistemin aksamasına neden olan unsurlarının giderilerek krizlerin yönetilmesi amacıyla koordinatörlük kurulması ve ülke düzeyinde uygulanabilecek nitelikli kriz koordinasyon yönetim sistemine ihtiyaç duyulduğunu bir daha hatırlamak gereklidir.
Önerilen kriz koordinasyon yönetimi modeli; olası büyük doğa kaynaklı afetlerin asgari düzeyde kayıp ve hasarla atlatılması için yürütme organının acil durum ilanı sonrası devletin tüm imkan ve kaabiliyeti ile olaya müdahale olup ortak mevzuat, ortak dil ve ortak hareket birliği ile çalışmasına yönelik olarak tasarlanmıştır.
Otorite, Koordinasyon ve Uygulama (OKU) Modeli; 3 aşamada oluşturulmuş, kriz yönetim koordinatörü ve çalışanları tarafından yapılacak faaliyetlerin hızlı ve seri olması yanında kaynakların etkin, verimli ve ekonomik kullanımına yönelik olarak kurgulanmıştır.
Önerilen modelin ilk basamağı otorite bölümü; Devletin en üst düzey yöneticisi Cumhurbaşkanı/Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlığında; hükümet üyeleri ile ihtiyaç duyulması halinde danışma/bilim kurulundan oluşturulmuştur. Böyle olması ile kamu otoritesini kullanması yönünden diğer kuruluşlar üzerinde etkinliğe ve ortak “yöneten” algısının kurumlar arasında kabulüne neden olacaktır.
Krizlere karşı alınacak tedbir ve uygulamaların bütünlüğü ile devamlığının sağlanması için denetim ve gözetime ihtiyaç duyulmakta ve olası krizlerde yer alacak paydaşlar üzerinde mutlak ve tekil iradeye bağlı ve hizmetlerin uyum içerisinde etkin, verimli ve ekonomik yapılması gerekmektedir. Diğer önemli bir husus ise krizin tüm aşamalarında ihtiyaç duyulması halinde alınması gereken siyasi ve bürokratik kararların ivedilikle yerine getirilmesi için hükümet üyelerine bu bölümde yer verilmiştir.
Bilim kurulu ise olası krizlerin müdahale çalışmalarında ihtiyaç duyulması halinde krizin asgari kayıp ve hasarla atlatılması için teknik konularda önerilerde bulunmak ve yol gösterici olmak ile krizin kısa sürede sonra erdirilmesine rehber olması için model de yer almıştır.
Modelin ikinci aşamasında yer verilen koordinasyon bölümü; destek/kontrol çalışma grubu, planlama ve strateji çalışma grubu, koordinasyon (müdahale) çalışma grubu ile kriz koordinatörüne yardımcı olması amacıyla medya ve halkla ilişkilerin yanında ihtiyaç duyulabilecek diğer çalışma gruplarından teşkil ettirilmiştir.
Bilgi ve tecrübeli çalışanlarca oluşturulan destek/yardımcı/kontrol grubu, kriz öncesi, sırası ve sonrası çalışmalarında strateji belirlemelerinde rehberlik etmek, çalışmaların takip ve kontrolünü yaparak kurum, kuruluş ve görevlilerin aynı amaca yönelik çalışmalarını organize bir şekilde yürütülmesine yardımcı olması için önerilmiştir. İlgili birim; kriz koordinatörünün bilgisi dâhilinde; politikalar yapan, strateji geliştiren, merkezin iş ve işlemlerininin hızlı ve etkin şekilde yerine getirilmesi için sistem kurgulayan, kriz koordinasyon yönetiminde oluşabilecek aksaklıklara akılcı, gerçekçi ve uygulanabilir şekilde öneri sunarak destek vermesi ile özellikle krize müdahale çalmalarında önemli katkılar vereceği değerlendirilmektedir.
Planlama ve destek çalışma grubu; bu alanda bilgi birikimi, tecrübesi ve becerisi olan çalışma grubu başkanının altında; planlama ve strateji geliştirme, ulaştırma ve haberleşme, araç, gereç ve insan kaynakları, tahliye, yurt içi-dışı destek ve yardımlar, finans… gibi hizmetlerin verilmesi amacıyla alt birimler oluşturulmuştur. Bu çalışma grubunun ana amacı krizin etki ve ihtiyaç analizleri yapılarak meydana gelen hasarın belirlenip ihtiyaç duyulan personel, araç gereç, tahliye, finans vb. ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarından temin edilerek bölgeye gönderilmesi için hizmetlerin nereden ve nasıl temin edileceğinin planlanması yanında olayın etkilerini azaltmaya yönelik stratejiler geliştirilmesi için modelde yer almıştır.
Koordinasyon (müdahale) çalışma grubu; konuya hâkim, sakin, kararlı, insani ve mesleki becerisiyle olağanüstü durumlarda alışılmışın dışında pratik çözümler geliştirerek inisiyatif alıp uygulayabilecek grup başkanının gözetiminde; arama kurtarma, sağlık, güvenlik, yangın, tahliye, cenaze defin, kimlik tespit, acil barınma ve enkaz kaldırma….gibi ihtiyaç duyulacak diğer alt işlem gruplarından meydana getirilmiştir. Krizin etkilerinin en az hasarla atlatılması için ihtiyaç duyulacak kaynakların en kısa sürede bölgeye gönderilmesini yönetmesidir. Ayrıca müdahale faaliyetlerinde kullanılacak kaynakları organize edip oluşabilecek diğer taleplerin karşılanması amacıyla ilgili birimlerle koordine edilerek olay bölgesine ulaştırılması ve bölgede yapılacak çalışmaların müdahalesini takip edip sonlandırılması üzerine modelde kurgulanmıştır.
Kriz koordinatörlüğünün yardımcı hizmet organlarından biri olan medya ve halkla ilişkiler birimi de; kriz koordinatörünün bilgisi dahilinde krizle ilgili olarak basını ve kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirmek, halkın yanlış bilgilendirilmesine yol açabilecek haber ve yayınlara karşı ilgili makamlara iletmek, krizle ilgili yurtiçi ve yurt dışında yazılı ve görsel yayın ile sosyal medyada yer alan konuları takip etmek, değerlendirmek ve gerekli konularda üst makamları bilgilendirmek faaliyetlerini yürütmesi için modelde yer almıştır.
Halktan gelen bilgi, talep ve öneri gibi hususların incelenmesi, değerlendirilmesi ile ilgilere ulaştırılması için medya ve halkla ilişkiler çalışma grubunun altında çağrı karşılama ve yönlendirme birimi modele eklenmiştir.
Acil durum ilanı sonrası faaliyete geçecek kriz koordinasyon merkezinin müdahale çalışmalarında yer alan, ana çalışma grupları içinde oluşan alt işlem birimleri kendilerine verilen görevlerde ilgili hizmet alanının planlanması, koordinesi ve yerine getirmesinde, grup başkanı, kendi işlem birimi ve kendi ve diğer bakanlıklardaki muhatapları ile iletişimde olup bilgi, iş birliği ve müdahale koordinasyonunu hızlı ve net şekilde yapmaları için bu bölümde yer verilmiştir.
Modelin son aşamasını oluşturan uygulama bölümün ise meydana gelen orta veya büyük ölçekli bir olayda bölgenin afet zararlarını en az hasarla atlatılması amacıyla olayın meydana geldiği ilin valisi aynı zamanda kriz koordinasyon yöneticisi/koordinatörü olarak belirlenmiştir.
Bölge kriz koordinatörü, bölgede görev yapan afet acil durum birimlerinin (kamu, özel, askeri, sivil vb.) sevk ve idaresini sağlayıp ihtiyaca göre ekip ve diğer kaynakların dağılımlarını yapıp, yerlerini değiştirip, müdahale hizmetleri için gerekli durumlarda bina, tesis, okul, yurt, hastane, kamu, kurum ve kuruluşları, özel sektör, mahalle, ilçe ve illere ait tüm fiziki yapıların tahliyesi kararını alıp yürütmelidir. Ayrıca, afet bölgesindeki kurumlar arası koordinasyon için 24 saat çalışma esaslarını düzenleyip bölgedeki afet acil durumlarda olası ikincil afet ve acil durumlar için gerekli kararları alma görevlerinin yerine getirilmesi için modelin bu aşamasında yer verilmiştir.
Uygulama aşamasının bir alt bölümü olan saha organizatörü; büyük bir alanı ya da özel ihtisas gerektiren olayın etkilerini gidermeye yönelik müdahale faaliyetleri için ihtiyaç duyulan araç, gereç ve ekiplerin, çevre illerden ve kurumlardan gelenlerin kriz koordinasyon yöneticisi/koordinatörü tarafından olay bölgesine müdahale amacıyla sevk edilenlerin çalışma alanlarının yönlendirilmesi öncesi konuşlanma alanları tespit edilerek, müdahale için ekiplerin enkazlara yönlendirilmesi ve yönetmek üzere uygulama bölümde yer almıştır.
Modelin son halkası olan olay yeri yönetimi, meydana gelen afetlerden etkilenen yerlerin bölgelere ayrılması sonrası enkazlar tespit edilip enkazlarda bulunan afetzedelerin kurtarılması için çalışma alan/alanları oluşturulmakta, belirlenen çalışma alanlarına birçok ekibin aynı anda birlikte çalışacakların ortak amaç için organize edilip yönetilmesini ifade etmektedir.
Olay yeri yöneticisi/koordinatörünün görevleri; çalışma alanları ile ekip amirlerinin tespiti, bölgeye gelenlerin çalışma alanlarına sevk ve idaresi, çalışma alanlarına yeterli sayıda çalışanların bölgeye girmesinin sağlanması, sağlık ekiplerinin yapacağı triaj, müdahale ve ambulans noktalarının belirlenmesi, iaşe, barınma ve diğer destek ünitelerinin konuşlandırılması, varsa ihtiyaçların tespiti ve lojistik destek sağlanması, ekiplerin çalışma saatlerinin tespiti ve zamanında değişiminin sağlanması, gerekli kayıt ve formların düzenli olarak tutulması, yetkili makamlarla koordinasyon, bilgi akışını düzenlemek ve bilgi alışverişi yapması görevleri arısında sayılabilir. Ayrıca, olay yerinde gerekli güvenlik önlemlerinin alınması, operasyon alanında görev yapan ekiplerin görevlerinin takip ve denetimin yapılması için modelin bu bölümünde yer verilmiştir.
Krizlerin müdahale dönemlerinde otorite, iletişim ve koordinasyonda yaşanan sorunların önüne geçilebilmesi için bu alanın geçmişte yaşanan tecrübeler sonrası edilen bilgilerle desteklenerek gelişen ve değişen şartlarıda gözünüde bulundururak değişim ve dönümüşü esas alarak yeniden kriz koordinasyon yönetim sisteminin hayata geçirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Bu oluşumun kurgulanıp hayata geçirilmesinde dikkat edilecek önemli husus; kriz merkezini oluştururken hiyerarşik kademelerin azaltılıp esnek ve yatay yapıya dönüşerek, otoritenin tekilleşmesi, yetkinin merkezileştirilmesi, karar vereci ekipin küçültülmesi, iş ve işlemleri yapacak görevlilerin bilgi birikimi, tecrübesi ve becerisine dikkat edilerek nitelikli personelin istihdam edilip tüm paydaşlarca bilinen kriz koordinasyon sisteminin etkili ve süratli şekilde işletilmesidir. Bu öneri bazı kesimlerce sakıncalı gibi görünsede kriz yönetiminin temel ilkeleri olarak kabul edilmelidir.
Bunun sağlanabilmesi için afet yönetimin tekil ve mutlak idareye bağlı olması yanında, tüm paydaşlarla ortak dil, ortak mevzuat ve ortak hareket bütünlüğünün sağlanması sonrası müdahale çalışmalarında kullanılacak kaynakların ihtiyaç duyulan noktaları doğru şekilde gönderilmesine bağlıdır. İhtiyaçların karşılanması yani mevcut kaynakların etkin, verimli ve ekonomik kullanımı yönetim merkezlerinde görev yapanların iletişim, planlama ve organizasyon konularına vakıf, bilgili, tecrübeli yönetici ve çalışanların koordinesi ile olmaktadır.
Kriz koordinasyon yönetim sisteminin kurgulanıp, modellenip, görev alacaklara verilecek eğitimler sonrası, krizin türüne göre planlama, organizasyon, takip ve kontrolü yani koordinasyonun başarılı yönetimi için kurum ve kuruluşlardan farklı uzmanlık alanlarından gelen ortak terminoloji, ortak iletişim ve ortak hareket tarzı konusunda bütünleşmiş yapıya yani ekip çalışmasına uygun personelin çalışmasının sağlanması gerekmektedir.
Diğer önemli bir husus ise kriz yönetimi sistemi ile ilgili olarak başka ülke/ülkelerin modellerinin kopyası alınıp uygulanmak istenen kriz yönetim sistemlerini yerine, kendi iç dinamikleri ve kriz yönetim tecrübesi oldukça yüksek olan ülkemiz gerçeklerinden hareket ederek akıl, bilim, tecrübe ve coğrafi şartlar önderliğinde uygun model kurgulanmalıdır.
Bu nedenle, teoriden öteye geçmeyen uygulamalardan vazgeçilerek, yazar tarafından geliştirilen OKU Modeli’i; krizlerlerin yönetiminde yaşanan sorunların önüne geçilmesi amacıyla kriz koordinasyon yönetim sistemi kurgulanmış ve afet/kriz hizmetlerinde kullanılması amacıyla modellenmiştirtir. Önerilen modelin tüm paydaşlarça bilinmesi, görev alacakların tesbiti ve verilecek eğitimler sonrası kriz koordinasyon yönetimindede birlik ve bütünlüğü sağlayıp, çalışmaların etkin, hızlı ve uyum içerisinde yürütülmesine katkı vereceği öngörülmektedir.


