İdarecinin Sesi Dergisi, Mart-Nisan 2023, 212. sayısında yayınlanmıştır.
Sığınaklar tarih boyunca insanların zor dönemlerinde sığınıp hayatta kalmak için kullandığı yerler olup, değişen ve gelişen şartlara göre sığınakların önemi zaman zaman gündeme gelmekte veya ikinci plana düştüğü dünyada olduğu gibi ülkemizde de görülmektedir.
Sığınaklar 3194 sayılı İmar Kanunu’na dayalı olarak çıkarılan Sığınak Yönetmeliği ile düzenlenmiş ve sığınak; nükleer ve konvansiyonel silahlarla, biyolojik ve kimyevi harp maddelerinin tesirlerinden ve tabii afetlerden insanlarla, insanların yaşaması ve ülkenin harp gücünün devamı için zaruri canlı ve cansız kıymetleri korumak maksadıyla inşa edilen korunma yerleri olarak, tarif etmiştir.
Sığınakların yapılma amacını Sığınak Yönetmeliğinde de belirtildiği gibi afetlere veya savaşlara hazırlıklı olmak ve can-mal kaybını önlemek veya asgari seviyede tutmak olarak ifade edilebilir.
Teknolojinin çok hızlı gelişmesi yanında küreselleşen ve insani değerlerin sözde kaldığı günümüzde silah sistemleri yıkım gücü ve yeteneği acısından çok gelişmiştir. Dünyanın birçok bölgesinde silahlı çatışmalar devam etmekte olup, milyonları bulan ölümler ile birlikte yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalanların olduğu görülmektedir. Öte yandan yoğun sanayileşme ile birlikte meydana gelen kazaların insanlığı tehdit eder hale geldiği de görülmektedir. Son olarak çevrenin aşırı şekilde tahrip edilmesi ile birlikte dünyadaki afetlerin sayısı, etki alanı ve sıklığı eskiye oranla daha büyük artışlar göstermeye başlanmıştır. Çevre kirliliği, iklimde meydana getirilen değişiklikler, savaşlar gıdaya ve temiz suya ulaşmada sıkıntılara sebep olmaktadır.
Meydana gelmesi ve ortaya çıkması muhtemel her türlü tehlike savaş ve afete karşı alınacak tedbirlerin yanında sığınak hazırlıkları da günümüzde hiç olmadığı kadar büyük ehemmiyet kazanmıştır.
Sığınağın yapımı kadar günlük hayatta aktif olarak kullanılarak, birçok hizmetin yerine getirilmesine yönelik planlamalar yapılarak, işletilip atıl kalmaması da önem arz etmektedir.
Yapılacak sığınak ve türevi yapılar vatandaşlar tarafından barış zamanlarında kendi ihtiyaçları için ve sığınakta yapısal değişiklik yapmamak kaydı ile farklı amaçlarla kullanılacak (konaklama, yiyecek-içecek saklama alanı, depolama, imalat, garaj vb.) dolayısı ile atıl kalmayacak işlevsel ve kullanılabilir vaziyette gerekli olduğunda hemen sığınak ve sığınma yeri olarak kullanılabilecektir.
Sığınakların usul ve esasları Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından 1988 yılında çıkarılan Sığınak Yönetmeliği ile belirlenmiştir. Zamanla bu yönetmelikte bazı değişiklikler yapılmış, teknolojik gelişmeler ve ülkemizdeki yapılaşma eğilimleri sığınak yapılarının yeterliliğinin ve mevcut sığınak yapılarının olası bir ihtiyaca ne kadar cevap verebileceğinin sorgulanmasını da berberinde getirmektedir.
Mevcut Sığınak Yönetmeliği ile sığınaklardaki çeşit, özellikleri, yapımı, kullanım ve muhafazasına ilişkin usul ve esasları düzenlenmiştir. Burada genel ve özel sığınaktan, kullanım amacına göre (basınç, serpinti) sığınaklarından bahis edilmektedir.

Ayrıca bu yönetmelikte sığınak yapma zorunluluğu aranmayacak haller de belirtilmiştir. Bunlar özetle belirtmek gerekir ise aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
-12 ve daha az bağımsız bölümü olan sadece konut kullanımlı yapılarda,
-Emsal hesabına konu alanı 1500 m2 den az konut dışı kullanımlı yapılarda,
-Konut kullanımlı bağımsız bölüm sayısı 12 ve daha az olup, binanın tamamının emsal hesabına konu alanı 1500 m2 den az olan konutla birlikte aynı zamanda konut dışı kullanımlı yapılarda,
-Toplam yatak sayısı 50 ve daha az olan yurt, koğuş, misafirhane, yatakhane, bakımevi, otel, pansiyon, yataklı sağlık tesisleri gibi kalıcı veya geçici konaklama yapılan tesislerde,
-Emsal hesabına konu alanı 3000 m2 den az olan her türlü imalat ve sanayi tesisleri, besihane, tavuk çiftliği, sera ve benzeri olarak belirlenen ve başkaca bir kullanım içermeyen yapılarda,
-Ceza infaz kurumları, tutukevleri gibi yoğun güvenlik gerektiren ve önlem alınan yapılarda,
-Otopark yapılarında, stadyum ve benzeri açık ve kapalı spor tesislerinde, ibadet yapılarında, düğün, nikâh, sinema ve tiyatro salonlarında, açık ve kapalı pazar yerlerinde, depo, antrepo, akaryakıt ve LPG istasyonlarında, sığınak yapma zorunluluğu aranmaz denilmektedir.
Günümüz dünyasında afetler, savaş, büyük kaza veya terör saldırısı sonucunda nükleer patlama veya kimyasal ajanların yayılması tehlikesi ihtimali her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle risk yönetiminin sağlıklı yapılabilmesi için sığınma ihtiyacı tehlikeler henüz açığa çıkmadan önceden belirtilen teknik yeterlilikleri kapsayacak şekilde sığınakların kullanıma hazır bulundurulmasıyla ve gerekli tedbirlerin alınmasıyla mümkün olacaktır.
Hızla gelişen teknoloji ve açığa çıkan yeni riskler nedeniyle mevcut olan sığınak yapılarının ve yasal mevzuatın ihtiyacı karşılamaya yönelik olarak yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu oluşmuştur.
Bu kapsamda;
1-Gelecekte olması muhtemel her türlü iklim değişikliği nedeniyle oluşabilecek gıda ve temiz su arzı başta olmak üzere, savaş, afet ve biyolojik, kimyasal radyolojik felaketlere karşı ülkemizde tüm kamu kurum kuruluşları üniversiteler ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile yeniden ulusal seviyede yeni bir sığınak politikasının geliştirilmesi ve mevcut mevzuatın yeni ihtiyaçlarda göz önüne alınarak yeniden düzenlenmesi bu konuda bir strateji belgesinin hazırlanması ihtiyacı her geçen gün daha fazla kendini hissettirmektedir.
Ortak akıl ile belirlenecek yeni sığınak politikası ile gelecekteki muhtemel gelişmelere şimdiden hazırlıklı olmak için ortak bir yol haritası belirlenecek ve oluşturulacak sığınak stratejik belgesi ile bu yolda yürünecek standartlar ve teşvikler ortaya konulacaktır. Böylelikle gelecekte oluşması muhtemel riskler asgariye indirilecektir.
Muhtemel risk ve ihtiyacın belirlemesi sonrası bu yapıların sığınmayı gerektirecek her bir risk türüne göre karşı korunma sağlayacak nitelikte düzenlemelerine yönelik olarak sığınakların yapımı ile ilgili malzeme üretebilecek yerli firmaların desteklenmesi ve teşvik edilmesi hususlarına da dikkat edilmelidir.
Bu yapıların belirli standartlarda göre yapımı ve içerisinde kullanılacak ekipman ile erken uyarı sistemlerine entegrasyonuna yönelik standartların belirlenmesi gerekmektedir.
Sığınak ile ilgili bir denetim mekanizması kurulup standartların oluşturulması sonrası olası risklere göre hazır hale getirilmesi ve değişen ve gelişen şartlara göre güncel halde tutulması sağlanmalıdır.
Alışveriş merkezlerinin alt kısımlarındaki kapalı garaj, eğlence veya spor aktivite merkezleri gibi tesislerde, kamuya açık olan kütüphanelerde, üniversitelerde, okullarda, hastanelerde ve metro istasyonlarında sığınak yapılarının buraların içerisine konumlandırılması bu yapıları günlük yaşamın bir parçası haline getirilmesi kullanılabilirlik ve sürdürülebilirlik açısından önem arz etmektedir.
Böylece hem sığınaklara yönelik bakım gibi hizmetler için bir bütçe oluşturulabilecek hem de sığınak kullanımı sürecinde sıklıkla açığa çıkan psikolojik (yer altında ve kapalı ortamda kalma korkusu vb) etkiler azaltılabilecektir.
2-Kısa vadede sığınak mevzuatında yapılacak bir değişik ile vatandaşların kendi yapacakları yapılarda ve konutlarda sığınak yapma işini teşvik edilmesi ile özel sığınak sayısı artacak ve oluşması muhtemel risklere (savaş afet vb.) karşı kısa sürede önlem alınmasını sağlanmış olacaktır.
Mevcut Yönetmelikte Konut kullanımlı bağımsız bölüm sayısı 12 ve daha az olup, binanın tamamının emsal hesabına konu alanı 1500 m2 den az olan konutla birlikte aynı zamanda konut dışı kullanımlı yapılarda, toplam yatak sayısı 50 ve daha az olan yurt, koğuş, misafirhane, yatakhane, bakımevi, otel, pansiyon, yataklı sağlık tesisleri gibi kalıcı veya geçici konaklama yapılan tesislerde, sığınak yapma zorunluluğu aranmaz denilmektedir.
Ancak, yukarıda bahse konu Bina oturum alanlarında toprak altında kalacak kesimindeki m2 alanın binanın emsal hesabına konu olan m2 alanından düşülmemesi ve muaf tutulması sığınak yapımını teşvik edecektir.
Toprak altında yapılacak olan sığınaklarda gerekli teknik ve imarı şartları sağlamaları kaydı ile sığınak olarak yapılan m2 alanların her türlü kamu ve belediye ait harç resim ve damga pulu gibi vergiden muaf tutulması vatandaşlarımızın Sığınak yapmaya özendirecektir.
Örneğin emsal değeri 1 olan 1000 m2 imarlı bir konut alanında toplamda oturum alanı dahil 1000 m2 konut yapılabilmektedir. Normal şartlarda arsa sahipleri veya kat malikleri bu inşaat alanında 150 metre sığınak yapmak isterse geriye 850 m2 konut alanı ayrılması gerekecektir. Hâlbuki bunun daha cazip hale gelebilmesi için 150 m2 sığınak alanı bu emsal hesabı konu alan değerden sayılmaz ve her türlü vergiden ve harçtan muaf tutulur ise vatandaşlar bu tür yapılarda sığınaklarını gönüllü olarak yapacaklardır.
Vatandaşlar 1000 m2 inşaat alanı olan bina veya konutuna ilave 150 m2 sığınağını ile birlikte yapabilecek ve toplamda 1150 m2 alanda inşaat olacak ve m2 kaybı olmayacaktır.
Bu tür teşvik ve özendirme dolaylı yoldan ülkemizdeki sığınak imkân ve kabiliyetini artıracak ve kamunun yapmak zorunda olduğu genel sığınak yükü asgari seviyeye düşecektir
3-Sığınak yapımını teşvik amacıyla Konut kullanımlı bağımsız bölüm sayısı 12 ve altında, binanın tamamının emsal hesabına konu alanı 1500 m2 den az olan konutlarda bina oturum alanı kapsayan toprak altı sığınak yapımını teşvik için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından desteklenerek parasal teşvik verilmesi halinde sığınakların sayısında önemli artış olacaktır.
4-Muhtemel savaş, afet, çevre kirliliği ve iklimde meydana gelecek değişiklikler kapsamında halkın temiz suya ve gıdaya erişebilmesi ve felaketlerin önlenmesi için ilgili Bakanlıklar tarafından yeraltı temiz su ve gıda sığınaklarının sayısının artırılması faydalı olacaktır.
Yıldırım GÜVEN
Afet ve Acil Durum Yönetim Uzmanı